Elektromanyetik
Kirlilik
ve
Zararları
Elektro
manyetik kirlilik günlük hayat içerisinde çevremizde mevcut olan
elektro manyetik dalgaların
yoğunluğu ile olusan bir kirlilik
olarak kabul edilmektedir. Elektro manyetik kirlilik olarak
tanımlanan bu
çevrenin olusmasının nedenleri;
-
TV
ve
radyo
yayınları:
AM,
FM,
TV
-
İletisim
yayınları:
Telekom,
uydu,
GPS,
radar
-
Elektrik
dağıtımı:
elektrik
iletim
hatları,
elektrikli
trenler
-
Yüksek
gerilim
hatları
-
Yüksek
frekanslı
endüstriyel,
medikal,
arastırma
cihazları:
X-Ray,
ısıtıcılar
İnsan
sinir
sistemi
500.000
km
uzunluğu,
25
Milyar
sinir
hücresi
ile dev
bir
elektriksel
donanıma
sahip
muazzam
bir
elektronik
sistemdir.
Bedeni
fonsiyonların
hepsi
1-250 µV
arası
çok
küçük
gerilimli
elektrik
uyarıları
ile
devam
eder.
Elektromanyetik
alanın
dışarıdan
bu
hassas
sisteme
tesir
etmesi
durumunda,
tabii
sirkülasyon
etkilenebilir.
Hayatımızın
her alanında
yaygın
olarak
kullanmakta
olduğumuz
elektrikli
ve
elektronik
aygıtların
vücudumuz
üzerinde
olumsuz
etkilere
neden olduğu
değisik
çevrelerce
dile
getirilmektedir.
AC motorlar,
dijital
bilgisayarlar,
hesap
makineleri,
yazıcılar,
modemler,
dijital
devreler,
cep
telefonları
ve yüksek
gerilim
hatları gibi
birçok aygıt
ve tesisatın
neden olduğu
elektrik ve
elektromanyetik
alanların
insan vücudu
üzerindeki
olumsuz
etkilerinin
azaltılması
veya tamamen
ortadan
kaldırılmasını
sağlayacak
yani
kalkanlama
etkisi olan
tekstil
yüzeylerine
olan ihtiyaç
artmaktadır.
Dünya sağlık
örgütü WHO
verilerine
göre evlerde
kullanılan
bazı
elektrikli
alet ve
elektronik
cihazların
neden olduğu
elektrik
alan
siddetleri
Tablo 1 ‘de
verilmektedir.
Elektrik
iletim
hatlarının
hemen
altında
(10kV/m)
gibi yüksek
değerlere
ulasan
elektrik
alan siddeti
evsel
kullanım
cihazları
için 30 cm
mesafede çok
daha yüksek
seviyelere
çıkmaktadır.
Asağıdaki
tablo
dikkate
alındığında
günlük
hayatta
çevremizde
bulunan pek
çok cihazın
sağlığımız
üzerinde
tehdit
olusturduğu
görülmektedir.
İş
sağlığı
açısından,
çalışma
ortamlarında
bulunan
radyasyon
kaynaklan ve
verdiği
zararlar,
çok büyük
önem
taşımaktadır.
Bu ışınlar
arasında,
0.4 - 0.7
Mikron dalga
boyuna sahip
olan
"görünür
ışınlar" ve
"Lazer
ışınları"
dışındaki
ışınlar,
gözle
görülemeyen
ışınlardır.
İnsan
sağlığının
en büyük
düşmanlarından
olan bu
ışınları,
"görünmeyen
düşmanlar"
diye
nitelemek
doğru olur
kanısındayız.
İnsanoğlu,
bilinçli
olmadığı,
ama zararlı
olduğunu
bildiği bu
düşmanlarla,
çalışma
ortamında
birlikte
olduğunda,
son derecede
fazla
rahatsızlık
hisseder,
motivasyonu
bozulur, iş
performansı
düşer,
çalışmak
istemez,
hatta işten
kaçar. Bu
insan, bahsi
geçen
etkenler ile
çalışmaya
zorlanırsa,
iş
kazalarına
dahi neden
olabilir. O
halde bu
ışınların
zararlarını
iki şekilde
nitelemek
yerinde
olur: 1. Tip
zararlar, bu
ışınların
sahip olduğu
fiziksel
enerjileri
dolayısıyla
vücuda
verdiği
zararlar ;
2. Tip
zararları
ise, maruz
kalanın, bu
ışınlar
konusundaki
bilinçsizliği
nedeniyle,
çalışma
ortamında
yaşadığı
olumsuzluklardır.
Bu durumda,
iş sağlığı
uzmanlarına
düşen en
önemli
görev,
çalışanın,
bu ışınlar
konusunda
bilinçlenmesini
sağlamak,
çalışma
ortamlarında,
bizzat bu
ışınların
şiddetlerini
ölçüp,
standartlarla
karşılaştırarak,
zararlı
sınırlarda
olmadığını
çalışana
anlatmak ve
inandırmaktır.
İşte, bu
çalışmamızın
amacı,
Çalışanların
maruz
kaldıklarını
düşündükleri
ve büyük
rahatsızlık
duydukları,
ekran
radyasyonları
konusunda
ölçümler
yaparak,
sonuçlan
standartlarla
karşılaştırarak,
onların
bilinçlenmelerini
sağlamaktır.
En Belirgin
Zarar Nedir?
Cevre,
organizmanın
dışında
bulunan her
şeydir. Bir
diğer
deyişle kişi
uzerindeki
dış
etkilerin
butunudur.
Organizmanın
dışında
bulunan ve
onu
etkileyen
her şey
cevresinin
bir
oğesidir. Bu
oğeler,
fizikojeokimyasal,
biyolojik ve
sosyokulturel
faktorler
olarak tanımlanmakta
ve surekli
organizmayla
etkileşimde
bulunmaktadır.
Bir cok
cevresel
etkilenim
tek başına
spesifik bir
klinik tablo
oluşturmamakta
ve coğu kez
nonspesifik
belirti ve
sonuclarla
karşımıza
cıkmaktadır.
Gunumuzde,
cevresel
etkilenim
sonucu
ortaya cıkan
nonspesifik
semptomlar
gosteren
durumlar
dikkat
cekmeye
başlamıştır.
Bu
durumlardan
birisi de
elektromanyetik
alan
etkilenimi
sonucu
nonspesifik
semptomlarla
seyreden
Elektromanyetik
Hipersensititivitedir.
Elektrikli
cihazların
etrafında
oluşan
elektromanyetik
alan ( EMA )
sağlığa
zararlımıdır?
EMA’nın
kanser
yaptığı
konusunda
kuşkular
vardı. Bugün
EMA’nın
hormon
dengesini
Değiştirdiği
gösterilmiş
bulunuyor.
Hannover Tıp
Fakültesi’nden
Wolfgang
Löscher, 120
dişi sıçana
meme kanseri
yapıcı bir
madde
enjekte etti
ve sonra
onları 3 ay
süreyle
değişik
şiddetlerdeki
EMA’ya maruz
bıraktı. 1
miligauss (
MG ) EMA’ya
( bir evin
için deki
ortalama EMA
) maruz
bırakılan
sıçanlarda ,
beklenen
oranda
kanser
görüldü.
100, 500 ve
1000 mG’a
maruz
bırakılan
sıçanlarda
kanser
oluşumu
sırayla %10,
%25 ve %50
arttı!Dr.Löscher’e
göre EMA,
meme
kanserini
önleyici
etkisi olan
melatonini
azaltmak
yoluyla Meme
kanserini
arttırmaktadır.
Melatonin
geceleri
beynimizdeki
epifiz bezi
tarafından
salgılanır.
Dr.Löscher 1
mG’luk bir
EMA’ya maruz
kalan
sıçanlarda
melatonin
düzeyinin
normal
olduğunu,
buna karşı
daha
kuvvetli bir
EMA’ya maruz
kalan
sıçanlarda
Melatonin
düzeyinin
azaldığını
gösterdi.
Kansas’taki
Midwest
Araştırma
Enstitüsü’nden
C.Graham,
EMA’nın
kadınlarda
östrojen (
Kadın
hormonu )
salgısını
arttırdığını
gösterdi.
Östrojen
meme kanseri
yapabilir.
EMA
erkeklerde
testosteren
( Erkeklik
hormonu )
düzeyini
azaltır; Bu
ise prostat
veya erbezi(
testis )
kanserine
neden
olabilir.
Sürekli
EMA’lar
yüksek
olsalar bile
sağlığa daha
az
zararlıdırlar.
Buna karşın,
periyodik
EMA’lar uyku
evrelerini
ve kalp
ritmini alt
üst eder. Ne
yazık ki
günlük
hayatta
maruz
kaldığımız
EMA’ların
çoğu
periyodiktir.
<Sicience et
Vic. Mayıs
1998>
Elektromanyetik
Radyasyonun
Canlılar
Üzerindeki
Etkileri Ile
Alakalı
Yapılan
Araştırmalar
Ve Sonuçları
Aşağıda Medikal
Teknik Dergisinde yayınlanan,( Sayı:278, Yıl:2010) Yrd.Doç.Dr. Faruk
Levent tarafından yapılan araştırma sonucu derlenen araştırma
sonuçları sıralanmıştır. Buna karşın, elektromanyetik alanın insan
sağlığına zararlı olmadığını gösteren birçok araştırma sonucu da
bulunmaktadır. Anlaşılacağı üzere bilim çevrelerinde bu konu
üzerinde ortak bir fikir birliği bulunmamakla birlikte
elektromanyetik alanın insan sağlığına ne gibi etkileri olduğu
toplumda önemli bir kaygı ve merak konusudur.
·
Çocukluk çağı
kanserlerini inceleyen bir çalışmada, yüksek gerilim hatlarından 50
metre uzaklığa kadar olan alanlar içerisinde yaşayan çocuklar
incelenmiş ve lösemi oranında artış gözlenmiştir (Feychting ve
Ahlbom, 1993),
·
Elektrik
hatlarında çalışanların, beyin kanserine yakalanma oranının 7 kat
daha fazla olduğu tespit edilmiştir (Şeker, 1993).
·
Yapılan
epidemiyolojik çalışmalar yüksek gerilim hatları ve elektrikli ev
aletlerinin kanser riskini arttırdığı gözlenmiştir (Markov, 1994).
·
Günlük yaşamda
maruz kalınan EM alanların beyin tümörlerini; özellikle erkeklerde,
lösemi ve akut myeloid lösemiyi arttırdığı rapor edilmiştir (Frey,
1994),
·
Yüksek gerilim
hatlarına 100 metrelik mesafe içerisinde yaşayan yetişkinlerde
yapılan incelemede, lösemide artış bulunmuştur (Li, 1997).
·
ELF alanlara
mesleki olarak maruz kalmanın sonucunda, hem erkek hem de
kadınlarda, akciğer kanserinde artma olduğu tespit edilmiştir
(Floderus ve Stenlund, 1999).
·
Kanada’da
yapılan bir çalışmada çocukluk çağı lösemi hastalığı ile
elektromanyetik alana maruz kalınması arasında ilişki olduğu
görülmüştür (Green ve Miller, 1999).
·
Ortalama 0.4
microT veya daha yüksek manyetik alana 24-48 saat süresince maruz
kalan çocuklarda, eğer toplanan manyetik alanın uzun süreli
ölçümleri yapılırsa, istatistiksel olarak lösemi ve manyetik alan
arasında kayda değer bir etkileşim olduğunun görüleceği
belirtilmiştir (Ahlbom, 2000),
·
15-22 hafta
boyunca 15 microT’da 50 Hz alana maruz bırakılan farelerde lösemiye
yakalanma oranlarında kayda değer artışlar olmuştur (Vallejo ve
Sanz, 2001),
·
72 saat
boyunca 60 Hz’de, 1000-2000 microT alana maruz kalan insanlarda lenf
bezinin önemsiz miktarda büyüdüğü tespit edilmiştir (Heredia ve
Rojus, 2001).
·
Elektrikli
battaniye kullanan Afrikalı ve Amerikalı kadınlar üzerinde yapılan
araştırmada, battaniyeden yayılan manyetik alanın göğüs kanserinin
oluşmasında etkili olduğu belirlenmiştir (Zhu, 2003),
·
Norveçli
kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, elektrik hatlarından
yayılan manyetik alana sürekli maruz kalınmasının göğüs kanserini
arttırdığı kaydedilmiştir (Kliukiene, 2004),
·
ELF hatlarına
0-600 metre aralığında oturanlarda lösemiye yakalanma oranında artış
olduğu saptanmıştır (Draper, 2005),
·
Hayvanlar
üzerinde yapılan bir araştırmada, 2000 microT alana 52 hafta boyunca
haftada 30 saat süreyle maruz kalınmasının deri tümörüne neden
olduğu bildirilmiştir (McLean,1995),
·
Terziler ve
dikiş diken kişiler üzerinde yapılan araştırmada, dikiş
makinelerinden yayılan alanların bu kişilerde Alzheimer oranını
arttırdığı rapor edilmiştir (Sobel, 1996),
·
Alzheimer ile
güç kaynakları arasında bir bağ olduğu rapor edilmiştir (Feychting,
2003; Hakansson, 2003; Harmancı ve Emre, 2003),
·
Video,
bilgisayar ve monitör kullanan kadınlarda düşük yapma oranının
artabildiği belirlenmiştir (Şeker, 1993).
·
Elektromanyetik alanların; doğum ve üreme anomalileri, davranış
değişiklikleri ve nöroendokrin sistemde değişikliklere neden
olduğunu bildirilmiştir (Frey, 1994),
·
Yüksek gerilim
hatları ile düşük doğum yapma arasında yükselen bir risk ilişkisi
bulunmuştur (Li, 2002; Lee, 2002),
·
Elektromanyetik alanın DNA hücrelerinin hepsine olmasa da bazı
tiplerine zarar verdiği rapor edilmiştir (Ivancsist ve Pilger,
2005),
·
50 Hz
frekansta 750-1000 microT aralığındaki alana 24 ile 72 saat boyunca
maruz kalmak DNA’da hasarlara neden olduğu görülmüştür (Wolf, 2005),
·
Elektromanyetik alanının kalp oranlarını değiştirdiği saptanmıştır
(Sastre, 1998),
·
15 microT’lık
ELF’nin oluşturduğu alanların kalp ritminde küçük düşüşlere neden
olduğu rapor edilmiştir (Sait, 1999),
·
Mesleğinden
dolayı, 50 Hz manyetik alana maruz kalanlarda ölüm riski olan akut
kalp spazmı arasında zayıf bir bağ olduğu tespit edilmiştir
(Hakansson, 2003),
·
Elektromanyetik dalgalara mesleki maruz kalmalar ile kalp spazmı
riskinin artması arasında bir bağ olmadığı rapor edilmiştir (Ahlbom
ve Feychting, 2004),
·
Kamu
kuruluşlarında elektrikle ilgili bir alanda çalışan erkeklerde güç
frekansı alanları ile intihar arasında ilişki olduğu tespit
edilmiştir (Van Wijngaarden, 2000),
·
50 Hz frekans
altında 100 microT manyetik alana maruz kalan insanlar üzerinde
yapılan incelemede, tepki zamanlarında bir değişiklik olmadığı ancak
hafıza üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğu belirtilmiştir (Podd,
2002),
·
Sıçanlar
üzerinde yapılan araştırma sonunda, 200 microT manyetik alana maruz
kalan deneklerde hafıza zayıflığı gözlenmiştir (Mostafa, 2002),
·
ICNIRP’nin
belirlediği sınır değerlerinin altında mobil telefon sinyallerinin
beyin elektriksel aktivitelerinde ve algılama fonksiyonlarında (dikkat,
hatırlama, tepki verme gibi) kısa süreli değişimlere neden olduğu
tespit edilmiştir. Fakat bu değişimlerin insan sağlığı üzerine
etkileri bilinmemektedir (Stewart, 2000).
Elektrohipersensitivite Hastalığı Nedir?
Elektrohipersensitivite elektromanyetik alanlara karşı aşırı
hassasiyet sonucu fiziksel rahatsızlıkların görülmesi hastalığıdır.
Elektrohipersensitivite sinir sistemi rahatsızlıkları, baş ağrısı,
halsizlik, stres ,uyku bozukluğu, ciltte yanma ve batma hissi, acı ,
alerji göz yanması , sabırsızlık , kaşınma , kalp ritim bozukluğu,
nefes alamama, denge kaybı, defresif ruh halii konsantrasyon
bozukluğu ve benzeri yaşanan problemleri kapsar.
Elektrohipersensitivite Semptomları
Genel Yorgunluk, halsizlik, Cilt Ciltte lekelenmeler, his/duyu kaybı,
yanma hissi, kuruluk, karıncalanma, kaşıntı,kızarıklık, tahriş,
Sinir Sistemi Baş ağrısı, başta ağırlık hissi, başta sıcaklık hissi,
baş donmesi, uyku bozukluğu, gerginlik/sinirlilik, gun icerisinde
depresif (sıkıntı, bunaltı hissi) hissetme,konsantrasyon gucluğu,
bulanık gorme, Hormonal/ Metabolik Carpıntı, kulak cınlaması, işitme
kaybı, kulakta ağrı, basınc hissi, tat alma gucluğu, koku alma
gucluğu, gozlerde yanma, ağrı, batma, ishal, kabızlık, bulantı,
kusma, kan basıncı yuksekliği tansiyon, Diğer Kuru oksuruk, karın
ağrısı, nefes alıp verme gucluğu, boğaz kuruluğu, alerji, sırt
ağrısı, eklemlerde ağrı, ureme sistemi uzerine etkiler .
Kaynak :
istanbul Tıp Fakultesi Dergisi Cilt / Volume: 72 • Sayı / Number: 3
• Yıl/Year: 2009
Elektromanyetik Alanın Etkilerinden Nasıl Korunabiliriz?
Yayılan ışınların her
biri tehlike sınırının altında olsa bile, birlikte etki yapınca çok
tehlikeli; kanser yapıcı, katarakt yapıcı vs. olabilmektedir. Şu
anda tavsiye edilen en Önemli tedbirler ise; hiç kimsenin EMR
kaynaklı cihazların başında tam gün çalışmaması, koruyucu önlük
kullanılması, iki saat EMR kaynaklı cihazların karşısında kaldıktan
sonra en az 15dk. süreyle ara verilmesi, gebelere EMR kaynaklı
cihazlardan uzak durmayasağı uygulanması vb. gibi ehemmiyetli
hususlardır.
Bu konu ile ilgili
bir kaç pratik tavsiye aşağıda sıralanmıştır.
·
Bilgisayar,
telsiz telefon, cep telefonu, mikrodalga fırın, saç kurutma makinası
gibi gündelik hayatın vazgeçilmez teknolojik aletlerini mümkünse
uzun süreler kullanmamalıyız.
·
Ev ve daire
alırken yüksek gerilim hatlarının nerelerden geçtiğine dikkat edip
bu hatlara en az 200 metre uzaklık olmasına dikkat etmeliyiz. Baz
istasyonlarının bulunduğu noktaların tam karşısında veya hemen
yanlarındaki yerleri tercih etmemeliyiz.
·
Bilgisayar
kullanırken, hem x-ışınlarından hem de elektromanyetik radyasyondan
korunmak için ekrandan en az bir kol boyu uzaklıkta olmalıyız.
·
Manyetik
alanların duvarlardan (metal dahil) geçebileceğini göz önüne
alınarak, yatak odalarımız veya uzun süre oturduğumuz yerlerin
yakınında çok akım çeken aletleri bulundurmamalıyız.
·
Elektrikli
tıraş makinesi veya saç kurutma makinesi gibi aletlerin, çok kısa
süreli kullanılmalarına karşın, yaydıkları elektromanyetik radyasyon
yüksektir. Bu nedenle elektrikli tıraş makinesini mümkünse şarjlı
kullanmalıyız. Saç kurutma makinesini uzun süreli kullanmak yerine
aralıklarla kullanmalıyız. Ayrıca uyku düzenimizin bozulmaması için
saç kurutma makinesini yatmadan önce kullanmamalıyız.
·
Elektrikle
çalışan radyolu çalar saatleri ve cep telefonlarını yattığımız
yerden mümkün olduğunca uzak tutmalıyız.
·
Dinlendirici
bir uyku için yatak odasında televizyon ve bilgisayar
bulundurmamalıyız. Özellikle yatarken bu cihazları tamamen
kapatmalıyız.
·
Açma-kapama
düğmelerinden tam olarak kapatılan aletler elektromanyetik alan
yaymaz, ancak fişleri takılı olduğu sürece elektrik alanı
oluşturmaya devam edebilirler. Bu nedenle elektrikli cihazlarımızı
ya açma kapama düğmesinden kapatmalı ya da fişini çekmeliyiz.
·
Geleneksel
ampullerin alanları düşüktür; ancak floresan gibi lambalar için aynı
şeyi söylemek mümkün değildir. Floresan lambalar, en çok
elektromanyetik radyasyon yayan aletler listesinde ön sıralarda yer
almaktadır. Halojen ve floresan gibi ekonomik lambaları kullanmamaya
özen göstermeliyiz.
·
Eğer
telefonumuz çekmiyor ya da düşük anten seviyesinde gösteriyorsa,
arama yapmakta ısrar etmemeliyiz. Çünkü cep telefonu, şebekeyi
aramak için çok daha güçlü bir elektromanyetik alan yayacak,
vücudumuz her aramada elektrik yüklemesine maruz kalacaktır.
·
Anne
karnındaki bebeklerde bağışıklık (savunma mekanizması) sistemi tam
olarak gelişmediği için vücut koruma sağlayamaz. Bu nedenle anne
adaylarının hamilelik sürecinde uzun süre cep telefonuyla görüşme
yapmaması elektromanyetik dalgalara uzun süre maruz kalmaması
açısından önemlidir.
·
Yüksek değerde
olan alanlardan veya sözkonusu alan içinde mevcut bulunan özellikle
metal cisimlerden uzak durulmalıdır.
·
Elektrik ve
manyetik alan üreten kaynakların kontrollü çalıştırılarak daha az
alan üretilmesi veya cisimlerde daha az temas akımı oluşturacak
şekilde değişiklikler yapılması sağlanmalıdır.
·
Temas akımları
cisimlerin topraklanmasıyla veya yalıtkan bir madde ile kaplanması
ile azaltılmalıdır.
·
Düşük
frekanslı elektrik alanların etkisini azaltmak için metal
bazlı(gümüş) perdeler (Faraday Kafesi) yerleştirilmeli ya da
ekranlama yapılmalıdır.
·
Düşük
frekanslı manyetik alanlar mumetal perdeleme tamamen yok edilmesede
bu material ile alan etkisi azaltılmalıdır.
·
Alan
değerlerinden vazgeçilemediği durumlarda elektrik ve manyetik alan
üreten kaynakların bulunduğu ortamlara fiziksel giriş önlenmelidir.
·
Sözkonusu
alanlara girenler ve bu alanlarda çalışanlar için uygun elbiseler ve
eldivenler gibi kişisel koruyucu ekipman sağlanmalıdır.
·
Günlük
hayattta kullandığımız elektrikli cihazların CE(Telekomünikasyon ve
elektrikli / elektronik cihazlar ile sistemlerin standard ve
düzenlemelerle belirlenen normal elektromanyetik ortamında
yaydıkları elektromanyetik bozulma seviyeleri ile hem kendi
çalışmasını, hem de diğer cihazların çalışmasını engellemeyecek ve
kendisi de diğer bozulmalardan etkilenmeyecek şekilde yeterli
seviyede yapısal bağışıklığa sahip ve elektrik dağıtım ağlarının
kendilerini ve beslemiş oldukları teçhizatlar ile telekomünikasyon
ağlarının kendilerini ve bunlara bağlı cihazları etkileyen
elektromanyetik bozulmalardan korunmuş olarak imal edilmeleri)
damgası taşıması sağlanmalıdır.