Elektromanyetik alanın insan sağlığına etkileri, dünyada ve
ülkemizde geniş hayran kitlesi oluşturan LOST dizisiyle popülerlik
kazandı. İnsan sağlığına zarar verebilen bu elektromanyetik
dalgalar, dizinin kahramanlarından Desmond’a etki etmiyordu. Diğer
insanlardan Desmond’ı ayıran fark ise elektromanyetik alanın olumsuz
etkilerine karşı vücudunda özel bir koruma sistemine sahip
olmasıydı. Maalesef gerçek hayatta herkes Desmond kadar şanslı
olmayabilir!
Yaşadığımız yüzyılda teknolojinin gelişimine bağlı olarak elektronik
aletlerin kullanımı gittikçe artıyor. Mikrodalga fırından saç
kurutma makinesine, ev içi kablosuz internet ağından onunla
kullandığımız dizüstü bilgisayara, elimizden düşürmediğimiz cep
telefonuna kadar hayatımıza girmiş her türlü elektrikli cihaz
elektromanyetik dalga yayıyor. Evimizin yakından geçen yüksek
gerilim hatları ve baz istasyonları da aynı şekilde birer
elektromanyetik alan kaynağı. Dolayısıyla günlük hayatımızda ister
istemez fazla oranda elektromanyetik dalgalara maruz kalıyoruz. Bu
elektronik aletleri üreten büyük şirketler, bunların insan sağlığına
zararı olmadığını ileri sürseler de, elektromanyetik alanın olumsuz
etkilerinin olduğunu gösteren birçok araştırma sonucu var.
Elektrik akımıyla çalışan her araç veya ona enerji taşıyan kablolar;
çevresinde elektrik, manyetik veya elektromanyetik alan oluşturur.
Bu aletlerin çalışması sırasında yakınında bulunan canlıların
elektromanyetik alan etkisinde kaldığı bilinmektedir. Yapılan
araştırmalar sonucunda elektriğin iletimi ve kullanımı sırasında
ortaya çıkan manyetik alanların insan sağlığı üzerinde olumsuz
etkileri olduğu sık sık ifade edilmektedir. Bu konuda karamsar bir
tablo çizip sizi yanlış yönlendirmek ya da endişelendirmek
istemiyorum. Bu yüzden öncelikle temel bilgiler, daha sonra yapılmış
araştırma sonuçları ve ardından alınabilecek tedbirler konusunda
ufuk açıcı bilgiler verip son kararı size bırakıyorum.
Elektromanyetik radyasyon; iyonlaştırıcı ve iyonlaştırıcı olmayan
radrasyon olmak üzere iki grupta toplanabilir. Radyasyonun göreceli
olarak düşük frekanslı biçimleri olan görünen ışık, kızılötesi
radyasyon, mor ötesi (ultraviyole) ışık ve radyo frekans dalgaları
iyonlaştırıcı olmayan radyasyona örnektir.
İyonlaştırıcı olmayan radyasyon olarak ifade edilen elektromanyetik
radyasyon kaynakları nelerdir?
* Sabit telekomunikasyon cihazlarının (baz istasyonları ve cep
telefonu) antenleri,
* Radyo, televizyon ve telsiz verici istasyonlarının antenleri,
* Elektrik iletim hatları ve trafo merkezleri,
* İndüksiyon fırınları ve indüksiyon kaynak makineleri,
* TV, bilgisayar ekranları,
* Radar sistemleri,
* Uydu iletişim sistemleri,
* Tıpta kullanılan bazı cihazlar,
* Endüstride yüksek radyofrekansta çalışan bazı sistemler,
* Elektrikli ev aletleri (mikrodalga fırın, traş makinesi, saç
kurutma makinesi vb.)
Yüksek enerjili iyonlaştırıcı elektromanyetik dalgalar, DNA ve
genetik malzemeyi içeren biyolojik dokuda hasara yol açabilen
moleküler değişikliklere yol açabilirler. Bu etkinin olabilmesi için
dokunun x-ışınları ve gama ışınları gibi yüksek enerjili fotonlarla
etkileşmesi gerekir. İyonlaştırıcı radyasyonun hücrelerin DNA’sını
etkileyerek mutasyon ve kansere yol açtığı bilinmekle birlikte,
radyo frekans dalgalarının benzer etkiler yaptığı kanıtlanmamıştır.
Son yıllarda cep telefonlarının özellikle beyin tümörlerini arttırıp
arttırmadığı konusu gündeme gelmiş, ancak bugüne kadar yapılan
incelemelerde cep telefonu kullanımının kansere yol açtığını
gösterecek kesin deliller bulunamamıştır.
Günlük yaşamda maruz kalınan radyo frekans seviyelerinin başağrısı
ve uykusuzluk gibi sorunlara yol açtığı kesin olarak
gösterilememiştir. Ancak çeşitli çalışmalarda, sınır değerlerin
altında mobil telefon sinyallerinin beynin elektriksel
aktivitelerinde ve algılama fonksiyonlarında (dikkat, hatırlama,
tepki verme gibi) kısa süreli değişimlere neden olduğu
belirlenmiştir. Özellikle bebekler ve çocuklar, elektromanyetik
alanın olumsuz etkilerine karşı, gelişim dönemlerini tamamlamamış
olmaları nedeniyle önemli bir risk grubu konumundadır.
Elektromanyetik Alanın İnsan Sağlığına Etkileri Nelerdir?
* Çocukluk çağı kanserlerini inceleyen bir çalışmada, yüksek gerilim
hatlarından 50 metre uzaklığa kadar olan alanlar içerisinde yaşayan
çocuklar incelenmiş ve lösemi oranında artış gözlenmiştir (Feychting
ve Ahlbom, 1993),
* Elektrik hatlarının beyin kanserine neden olduğu saptanmıştır
(Wertheimer, 1982),
* Elektrik hatlarında çalışanların, beyin kanserine yakalanma
oranının 7 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir (Şeker, 1993).
* Yapılan epidemiyolojik çalışmalar yüksek gerilim hatları ve
elektrikli ev aletlerinin kanser riskini arttırdığı gözlenmiştir
(Markov, 1994).
* Günlük yaşamda maruz kalınan EM alanların beyin tümörlerini;
özellikle erkeklerde, lösemi ve akut myeloid lösemiyi arttırdığı
rapor edilmiştir (Frey, 1994),
* Yüksek gerilim hatlarına 100 metrelik mesafe içerisinde yaşayan
yetişkinlerde yapılan incelemede, lösemide artış bulunmuştur (Li,
1997).
* ELF alanlara mesleki olarak maruz kalmanın sonucunda, hem erkek
hem de kadınlarda, akciğer kanserinde artma olduğu tespit edilmiştir
(Floderus ve Stenlund, 1999).
* Kanada’da yapılan bir çalışmada çocukluk çağı lösemi hastalığı ile
elektromanyetik alana maruz kalınması arasında ilişki olduğu
görülmüştür (Green ve Miller, 1999).
* Ortalama 0.4 microT veya daha yüksek manyetik alana 24-48 saat
süresince maruz kalan çocuklarda, eğer toplanan manyetik alanın uzun
süreli ölçümleri yapılırsa, istatistiksel olarak lösemi ve manyetik
alan arasında kayda değer bir etkileşim olduğunun görüleceği
belirtilmiştir (Ahlbom, 2000),
* 15-22 hafta boyunca 15 microT’da 50 Hz alana maruz bırakılan
farelerde lösemiye yakalanma oranlarında kayda değer artışlar
olmuştur (Vallejo ve Sanz, 2001),
* 72 saat boyunca 60 Hz’de, 1000-2000 microT alana maruz kalan
insanlarda lenf bezinin önemsiz miktarda büyüdüğü tespit edilmiştir
(Heredia ve Rojus, 2001).
* Elektrikli battaniye kullanan Afrikalı ve Amerikalı kadınlar
üzerinde yapılan araştırmada, battaniyeden yayılan manyetik alanın
göğüs kanserinin oluşmasında etkili olduğu belirlenmiştir (Zhu,
2003),
* Norveçli kadınlar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, elektrik
hatlarından yayılan manyetik alana sürekli maruz kalınmasının göğüs
kanserini arttırdığı kaydedilmiştir (Kliukiene, 2004),
* ELF hatlarına 0-600 metre aralığında oturanlarda lösemiye
yakalanma oranında artış olduğu saptanmıştır (Draper, 2005),
* Hayvanlar üzerinde yapılan bir araştırmada, 2000 microT alana 52
hafta boyunca haftada 30 saat süreyle maruz kalınmasının deri
tümörüne neden olduğu bildirilmiştir (McLean,1995),
* Terziler ve dikiş diken kişiler üzerinde yapılan araştırmada,
dikiş makinelerinden yayılan alanların bu kişilerde Alzheimer
oranını arttırdığı rapor edilmiştir (Sobel, 1996),
* Alzheimer ile güç kaynakları arasında bir bağ olduğu rapor
edilmiştir (Feychting, 2003; Hakansson, 2003; Harmancı ve Emre,
2003),
* Video, bilgisayar ve monitör kullanan kadınlarda düşük yapma
oranının artabildiği belirlenmiştir (Şeker, 1993).
* Elektromanyetik alanların; doğum ve üreme anomalileri, davranış
değişiklikleri ve nöroendokrin sistemde değişikliklere neden
olduğunu bildirilmiştir (Frey, 1994),
* Yüksek gerilim hatları ile düşük doğum yapma arasında yükselen bir
risk ilişkisi bulunmuştur (Li, 2002; Lee, 2002),
* Elektromanyetik alanın DNA hücrelerinin hepsine olmasa da bazı
tiplerine zarar verdiği rapor edilmiştir (Ivancsist ve Pilger,
2005),
* 50 Hz frekansta 750-1000 microT aralığındaki alana 24 ile 72 saat
boyunca maruz kalmak DNA’da hasarlara neden olduğu görülmüştür
(Wolf, 2005),
* Elektromanyetik alanının kalp oranlarını değiştirdiği saptanmıştır
(Sastre, 1998),
* 15 microT’lık ELF’nin oluşturduğu alanların kalp ritminde küçük
düşüşlere neden olduğu rapor edilmiştir (Sait, 1999),
* Mesleğinden dolayı, 50 Hz manyetik alana maruz kalanlarda ölüm
riski olan akut kalp spazmı arasında zayıf bir bağ olduğu tespit
edilmiştir (Hakansson, 2003),
* Elektromanyetik dalgalara mesleki maruz kalmalar ile kalp spazmı
riskinin artması arasında bir bağ olmadığı rapor edilmiştir (Ahlbom
ve Feychting, 2004),
* Kamu kuruluşlarında elektrikle ilgili bir alanda çalışan
erkeklerde güç frekansı alanları ile intihar arasında ilişki olduğu
tespit edilmiştir (Van Wijngaarden, 2000),
* 50 Hz frekans altında 100 microT manyetik alana maruz kalan
insanlar üzerinde yapılan incelemede, tepki zamanlarında bir
değişiklik olmadığı ancak hafıza üzerinde olumsuz etkiler
oluşturduğu belirtilmiştir (Podd, 2002),
* Sıçanlar üzerinde yapılan araştırma sonunda, 200 microT manyetik
alana maruz kalan deneklerde hafıza zayıflığı gözlenmiştir (Mostafa,
2002),
* ICNIRP’nin belirlediği sınır değerlerinin altında mobil telefon
sinyallerinin beyin elektriksel aktivitelerinde ve algılama
fonksiyonlarında (dikkat, hatırlama, tepki verme gibi) kısa süreli
değişimlere neden olduğu tespit edilmiştir. Fakat bu değişimlerin
insan sağlığı üzerine etkileri bilinmemektedir (Stewart, 2000).
Yukarıda elektromanyetik alanın canlıların sağlığı üzerine olumsuz
etkilerini gösteren araştırma sonuçları sıralanmıştır. Buna karşın,
elektromanyetik alanın insan sağlığına zararlı olmadığını gösteren
birçok araştırma sonucu da bulunmaktadır. Anlaşılacağı üzere bilim
çevrelerinde bu konu üzerinde ortak bir fikir birliği bulunmamakla
birlikte elektromanyetik alanın insan sağlığına ne gibi etkileri
olduğu toplumda önemli bir kaygı ve merak konusudur.
Türkiye'de 2009 sonu itibariyle toplam 80 bin kadar GSM ve 3G baz
istasyonu bulunduğunu biliyor muydunuz?
Baz istasyonlarının yüzde 70 kadarı şehirlerde (yüzde 45'i 3 büyük
şehirde), yüzde 20'si ise İstanbul'da kuruludur. Bu rakam 16 bin
adettir. Buna WiFi, WiMAX ve DECT baz istasyonlarını da eklersek
rakam basit bir hesapla ikiye katlanacaktır. 1980'lerde yeni bir
olgu olan kablosuz haberleşme teknolojileri ısısal etkiler dışında
bir denetlemeye tabi tutulamamıştır. Üretici firmalar izinlerini
gerekli sağlık araştırmalarına destek sözü üzerine almıştır. Bir
başka deyişle, mobil teknolojiler test edilmeden pazara sunulmuştur.
Nasıl ki ilk tütün zararı 1950'de yayınlandı ve sigara üreticileri
bunu 50 yıl bastırmayı başardıysa, mobil iletişim piyasasında da
benzer bir oyunun oynanacağı varsayılabilir. Yani insan sağlığına
zararları 2030'lara kadar gizlenmeye çalışılabilir.
Peki, Elektromanyetik Alanın Etkilerinden Nasıl Korunabiliriz?
* Bilgisayar, telsiz telefon, cep telefonu, mikrodalga fırın, saç
kurutma makinası gibi gündelik hayatın vazgeçilmez teknolojik
aletlerini mümkünse uzun süreler kullanmamalıyız.
* Ev ve daire alırken yüksek gerilim hatlarının nerelerden geçtiğine
dikkat edip bu hatlara en az 500 metre uzaklık olmasına dikkat
etmeliyiz. Baz istasyonlarının bulunduğu noktaların tam karşısında
veya hemen yanlarındaki yerleri tercih etmemeliyiz.
* Bilgisayar kullanırken, hem x-ışınlarından hem de elektromanyetik
radyasyondan korunmak için ekrandan en az bir kol boyu uzaklıkta
olmalıyız.
* Manyetik alanların duvarlardan (metal dahil) geçebileceğini göz
önüne alınarak, yatak odalarımız veya uzun süre oturduğumuz yerlerin
yakınında çok akım çeken aletleri bulundurmamalıyız.
* Elektrikli tıraş makinesi veya saç kurutma makinesi gibi
aletlerin, çok kısa süreli kullanılmalarına karşın, yaydıkları
elektromanyetik radyasyon yüksektir. Bu nedenle elektrikli tıraş
makinesini mümkünse şarjlı kullanmalıyız. Saç kurutma makinesini
uzun süreli kullanmak yerine aralıklarla kullanmalıyız. Ayrıca uyku
düzenimizin bozulmaması için saç kurutma makinesini yatmadan önce
kullanmamalıyız.
* Elektrikle çalışan radyolu çalar saatleri ve cep telefonlarını
yattığımız yerden mümkün olduğunca uzak tutmalıyız.
* Dinlendirici bir uyku için yatak odasında televizyon ve bilgisayar
bulundurmamalıyız. Özellikle yatarken bu cihazları tamamen
kapatmalıyız.
* Açma-kapama düğmelerinden tam olarak kapatılan aletler
elektromanyetik alan yaymaz, ancak fişleri takılı olduğu sürece
elektrik alanı oluşturmaya devam edebilirler. Bu nedenle elektrikli
cihazlarımızı ya açma kapama düğmesinden kapatmalı ya da fişini
çekmeliyiz.
* Geleneksel ampullerin alanları düşüktür; ancak floresan gibi
lambalar için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Floresan lambalar,
en çok elektromanyetik radyasyon yayan aletler listesinde ön
sıralarda yer almaktadır. Halojen ve floresan gibi ekonomik
lambaları kullanmamaya özen göstermeliyiz.
* Telefonla konuşurken başparmağımızı cep telefonuyla kulağımızın
arasına koyarak telefonumuzun kulağımıza yapışmasına engel
olmalıyız. Eğer telefonumuz çekmiyor ya da düşük anten seviyesinde
gösteriyorsa, arama yapmakta ısrar etmemeliyiz. Çünkü cep telefonu,
şebekeyi aramak için çok daha güçlü bir elektromanyetik alan
yayacak, vücudumuz her aramada elektrik yüklemesine maruz
kalacaktır.
* Anne karnındaki bebeklerde bağışıklık (savunma mekanizması)
sistemi tam olarak gelişmediği için vücut koruma sağlayamaz. Bu
nedenle anne adaylarının hamilelik sürecinde uzun süre cep
telefonuyla görüşme yapmaması elektromanyetik dalgalara uzun süre
maruz kalmaması açısından önemlidir.
Elektromanyetik alan kirliliğinin gözle görülemeyişi, etkisinin çoğu
zaman doğrudan hissedilemeyişi ve uzun zaman sonra etkisinin
birikerek görülmesi nedeniyle elektromanyetik maruziyetin etkileri
bugüne kadar yeterince önemsenmeyen bir konu oldu. Ancak cep
telefonlarının ve baz istasyonlarının yaygınlaşması sonrasında,
elektromanyetik alanın insan sağlığı üzerinde etkili olabileceği
düşüncesi kamuoyunda yavaş yavaş oluşmaya başladı. İlgili literatür
incelendiğimizde, elektromanyetik alanın sinir sistemi ve beyin
fonksiyonları üzerine olumsuz etkilerinin olduğunu gösteren birçok
araştırma olduğunu görüyoruz. Bu araştırma sonuçları elektromanyetik
alana bağlı olası sağlık etkileri yönünden kesin ve tutarlı kanıtlar
gösterememekle birlikte insanların zihninde kuşku ve merak
uyandırmaktadır. Bu konuda daha kapsamlı bilimsel araştırmaların
yapılması, sınırlamalara ilişkin yasal önlemlerin uygulanması,
konunun takibi ve toplumun olası etkilere karşı uyarılması önem
kazanmaktadır.
Yrd.Doç.Dr. Faruk Levent
Medikal Teknik Dergisi, Sayı:278, Yıl:2010
ElektroManyetik Radyasyona Karşı Koruma Kalkanlama Boyaları Kumaşları ve
Ürünler